bugün
yenile
    1. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      muhteşem bir ihsan oktay anar eseri. okurken mest eder. (bkz: rendekar) (bkz: uzun ihsan efendi) (bkz: ihsan oktay anar)
    2. 9
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bu kitabı elimden her yerde okudum. otobüs duraklarında, banklarda, sınıfta, kantinde, odada, banyoda, terasta... gittiğim ve olduğum her yerde okuduğum, okuduğum zaman diliminde içimi rahatlatan, beni varolduğum(!) boyuttan alıp da hiç varolmayan, varolması imkansız, yazıyla resmedilen muhteşem bir coğrafyaya götüren, o muhteşem coğrafyada kulağı kesiklerle, bünyamin'le, uzun ihsan efendi'yle, rendekar'la... ve şimdi ismini anımsayamadığım bir çoğu ile tanıştıran, düşünce üzerine, varoluş üzerine, yokluk üzerine, boşluk üzerine dillendirilen en iyi harf kombinasyonlarının olduğu şaheser. asla filmi çekilmemeli böyle eserlerin ama. asla her ortamda dillendirilememeli. kendisi okunurken saklanmalı kapağı. üç-beş kişi okuyup da kendisini piç etmesinler diye. okuyup da o muhteşem cümleleri üç kuruş etmeyen içki sofralarına meze etmesinler diye. kendi varoluşlarını başka birisinin düşüne bağlama sığlığını sergilemesinler diye. "doğru ya. dünya bir düş. ah nasıl anımsayamadım" demesinler diye. yasaklanmalı belki de bu eser. gizli bir dinin, gizli kitabıymış gibi, el altından kendisini arayanlarla buluşmalı. "doğru ya. yasaklanmalı bu şaheser. ah nasıl anımsayamadım! yasaklanmalı. hatta toplanıp yakılmalı." (bkz: dünya bir düştür)
    3. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ilk iki entryee +++++++++++++++++++++++++++++ çok iyi kitaptır. içinde kaybolmuşluğum var
    4. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      üzerinde beş yıl süren bir emek olan muhteşem eser. ilban ertem’in çizdikleri sayesinde çizgi-roman olarak yayınlanmıştır.
    5. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      an itibariyle tekrar okumaya başladığım. kitap.
    6. 8
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ''bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekti.acıyı, susuzluğu, açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor, bu yüzden daha rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı.''
    7. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      okuyun,okutun. istanbul'u içinize kadar hissetmiş olursunuz, hayatınız boyunca duyacağınız en güzel bir iki kelimeyi duymuş olursunuz. kusursuz diyebildiğim nadir kitaplardan.
    8. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
    9. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      içerik yani olay örgüsü hakkında detay vermicem. veremem demek daha doğru çünkü ne desem ya eksik ya fazla olacak. bu kitap için en güzel tanım "suya yazılmış bir masal" olurdu muhtemelen. sizi sarsmıyor ama seviyorsunuz tıpkı bir masal gibi. daha önce yalnız dostoyevski de şahit olduğum bir üslupla yazılmış. kurgu olmasına rağmen konuşma çizgileri yok denecek kadar az. içinde inanılmaz gizemler ve kelime oyunları var. bazı kitaplardan somut bir tat alırsınız bu da öyle. flashback dediğimiz tekniği çok iyi kullanıp bazen bizi çok gerilere getirip olayların arka perdesini görmemizi sağlıyor. yalın değil çok zengin ve değişik bir üslubu var. bilmediğiniz birkaç kelime olsa da çok yormuyor. birde o atlasa sahip olmak isteyebilirsiniz kendinizi dizginleyin. o atmosferden kopmak da üzebilir. "dünya bir düştür. düşünebilmeniz sizin değil onun var olduğunu kanıtlar" (bkz: rendekar) (bkz: ihsan oktay anar)
    10. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      soyadı muvit (nasıl yazılıyor bilmiyorum okunuşu bu ama) olan ve eyüp de millet ile dil üzerine sohbetler eden bir adam vardı. bir binada açık oturum tarzı sohbet ederdi herkesle. bir gün edebiyatcımız bu adamın sohbetine gitmemizi söyledi ödev olarak tabi ki yoksa niye gidelim. neyse gittik adam adımızı okulu falan sordu hocamızın adını sordu sonra bu kitabı çıkarıp verdi hocanıza benden armağan dedi. olay bu işte neden anlattım bilmiyorum ama hiç okumadığım ama bu kadar yaklaştığım ender kitaplardan. eksilemeyin bari ahxksj edit: imla
    11. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      fantastik türde yazılmış en iyi türk eser.ihsan oktay anar çok geniş ve orijinal hayal dünyasını bu kitapta bize açmış. okunması ve eşe dosta onerilmesi gereken kitap.
    12. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ... gerçek olan biri beni düşlüyor. o gerçek, ben ise bir düş oluyorum.
    13. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ''yaşanılanlar, görülenler ve öğrenilenler ne kadar acı olursa olsun, macera insan oğlu için büyük bir nimetti. çünkü dünyadaki en büyük mutluluk bu dünyanın şahidi olmaktı.'' değil. değil ulan değil.
    14. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      galata kulesinde manzara eşliğinde okunduğunda sanki bir tarih silsilesinde kaybolduğunuzu hissettirir size. betimlemeler adeta tarihin tozlu sayfalarını aralayıp bize yeni bir çağ açtırır. mistik havası içine hapseder. keşke orda olsam dersiniz. ve bir sigara ile tellendirirsiniz bu geçen afaki zamanlarda yaşamanın verdiği hüzün ile ...
    15. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      en az iki kez okunması gereken ve sonu insanı boşluğa düşüren bir kitap. ihsan oktay anar'ın diğer kitapları bu kitabın yarattığı etkiyi yaratmıyor. aşağıdaki metin, kitabın sonu için ağır spoiler içerir. --- spoiler --- zihnimde düş olan sevgili oğlum, işte böylece zavallı babanın yaşayamadıklarını yaşadın ve dokunamadıklarına dokundun. --- spoiler --- --- spoiler --- senin için gerçek bir baba olmayı, saçlarını okşamayı, seni öpmeyi çok isterdim. ama düşlere dokunmak mümkün olabilir mi ? sana bu yüzden hem çok yakın hem de çok uzağım. --- spoiler ---
    16. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      lannn nasıl yazım olmaz bu başlıkta? en en en sevdiğim kitap. okuduğum en mükemmel, en muazzam kitap. öyle bir kitap ki bu (bu diye bahsedince kendimi kötü hissettim öyle bir kitap) kendisini okuduktan sonra uzun bi süre başka bir kitap okuyamıyorsunuz. bu riski göze alarak tekrar başlıyorum.. geliyorum yine adına kostantiniye denen tarrakası meşhur kent..
    17. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "düşünüyorum öyleyse varım..." oldukça makul. fakat bundan tam tersi bir sonuç, varolmadığım, bir düş olduğum sonucu da çıkar. düşünen bir adamı düşlüyorum. düşündüğümü bildiğim için ben varım. düşündüğünü bildiğim için, düşlediğim bu adamın da var olduğunu biliyorum. böylece o da benim kadar gerçek oluyor. bundan sonrası çok daha hüzünlü bir sonuca varıyor. düşündüğünü düşlediğim bu adamın beni düşlediğini düşlüyorum. öyleyse gerçek olan biri beni düşlüyor. o gerçek, ben ise bir düş oluyorum...
    18. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yazarın okuduğum ilk kitabı. ebrehe'nin sonu sebebiyle hayal kırıklığına uğradım.ama olay örgüsüne de yazım diline de hayran kaldım. karantina günlerinde güzel gitti.
    19. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Neden bu zamana kadar okumamışım dediğim İhsan Oktay Anar eseridir.Yazarla da bu kitap aracılığıyla tanışmış oldum.Simdi sıra diğer kitaplarında.
    20. 9
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "Eğer bu dünyadaki en büyük amacın bilmekse, daha öğreneceğin çok şey var."
    21. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yıllar önce bir kere okumayı denedim. kendimi o kitabı anlayacak kadar zeki görmediğimden bıraktım. sonra aynı yazarın birkaç kitabını da okumayı denedim yine bıraktım. bu sene sınavda sorumlu olduğumuz kitaptı, okumadan sınava girdim. inşallah bir gün okuyacağım ama o gün ne zaman bilinmez.
    22. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      son iki-üç günde, bu kitabı yıllar sonra yeniden okudum. pdf kitap şeklinde hem de. gariptir, kitabın ilk 150 sayfasında yine o eski tadı ve keyfi aldım ancak ne olduysa, son 100 sayfada oldu ve kitap beni bildiğin boğdu. maalesef, kötü anlamda. ki kitabın tamamı 238 sayfa. hatta son 50 sayfası o kadar zorlama ve manasız geldi ki, ihsan oktay anar'ın diğer iki kitabını (bkz: amat) ve (bkz: suskunlar (kitap)) çok sevmiş, hatta bayılmış bir insan olarak, "niye böyle oldu ki?" dedim. zira yayınlanış tarihi 1995 olan bu kitap ihsan oktay anar'ın ilk kitabı ve anar bu kitabı 35 yaşındayken piyasaya sürmüş. her neyse, konu dağılmasın, yıllar sonra yeniden okuduğumda bu kitap bana kurgusal olarak kolaycı, içerik olaraksa nasıl desem, yavan geldi. ama ben bu kitabı çok sevmiştim be. ilk okuduğumda mest olmuştum hatta. ki anar'ın yazarlığını da cidden çok beğenirim ama dediğim gibi, amat ve suskunlar'ı çok yakın zamanda okumuş bir insan olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim, diğer iki kitap bu kitaptan daha dolu ve bir olayı var. bir gün bu cümleleri söyleyeceğime asla ihtimal vermezdim ama maalesef insan değişiyor. ve ben bu kitaptan, yıllar evvel ilk okuduğumda aldığım keyfin zerresini alamadım. üzgünüm.